5 Eylül 2011 Pazartesi

birazcık tanrı

var olmadığını bildiğim, beni yanılsamaya uğratan sahte duygu yoğunluğuna kapılmam. ama yeterince iyi biriyle birlikte olunabilir, değer verilebilir. var olmadığını bilmesem de, işlevsiz olduğunu bildiğim herhangi tanrıya taparak vakit kaybetmem. ama kendim için pek baskı yapmayan, naif bir tanrı yaratabilirim. kendimle konuşarak kendimin tanrısı olabilirim. ölüm gerçekten bir son olmasaydı, hayatta kalmak için bu kadar çabalamazdık. kaç yaşında olursa olsun, kafasına silah dayandığında o bildiğini söylemezdi filmdeki adam.o kadar uğraşmazdı piyanist. ben bir spermden sonsuzluk beklemiyorum.ben kendi hastalanabilen vücudumda, ve etten kemikten kandan oluşan bu kendi bedenimde, ölümden sonra bir diriliş beklemiyorum.ben şizofrenik bir inanç taşımıyorum. görmediklerimin durmadan beni yargılayıp, öbür dünya için günah-sevap verileri topladığına inanmıyorum. ben islamdaki sırat gibi, zerdüşçülükteki çinvat gibi, kendim için, sonumun üstün varlıklar tarafından belirleneceği bir köprü yaratmıyorum. şeytanla, tanrıyla işim yok. içgüdüm, tabiat ve biraz evrimleşmiş beyinle bir şeyler halledilebilir, bir şeyler anlaşılabilir, nesnel gerçeklikler bulunabilir. kutsallık, kendi ayakları üzerinde duramayan, duygu yoksunluğu çekenler içindir.  her şey hala cevapsız. kutsal kitaplar, tanrı sorunsalına insanlar tarafından yazılmış bir cevap. ve insanlık, garip olaylara inanmak için kafalarında hep bir aralık bırakmıştır. bazıları arada kalmıştır, bazıları sorgulayıp sıyrılmıştır, bazıları kökten inandırılmıştır. hani "iyiki de türküm, müslüman olduğum için çok şanslıyım" derler ya bazı insanlar, diğer milletler, diğer dinlere mensup insanlar buna hiç üzülmezler. hepsi ayrı ayrı sever kendilerini, kendi gruplarını, kendi inançlarını, kendi tanrılarını.

4 kitap mı gönderdi tanrı? savaşları izlemeyi seven biri mi? sizi gruplara ayırıp bunu izlemeyi seven biri mi, tıpkı doğanın döngüsü için birbirini yiyen hayvanları izlemesi gibi mi? aslında bu işin zor bir mantığı yok. eğer herhangi bir dine mensupsanız, mensup olduğunuz dinin kitabını okuyun.belki bazı ayetlerde duraksayıp, "oha saçmalığa bak" diye bir uyarı gönderir beyniniz. hukuken 18 yaşından küçükler evlenemiyor değil mi? ve ergenliğe bundan 5 sene önce falan giriyoruz. temel içgüdü cinsellik. evlenilecek birini bulana kadar zaten birkaç deneme atışı şart, ve o tanrı buna zina mı diyor? o zaman bilmenizi isterim o tanrı kesinlikle kız babası.

ortaya atılan bu tanrı, sürekli kadını geri plana atmakta. hadisler, papalar vesaire. bunlar da ortaya atılan tanrıya destek çıkartmaları, bir tür dinsel mühimmat. şeriat ülkelerinde kadın sünneti vardır mesela. şeriatçılar sizi, sizler şeriatçıları kuran'ı yanlış anlamakla suçlayıp gidiyorsunuz. ama kuran'a yakın olan aslında şeriattır. bilmem ne kadar yaşanılabilir bir toplum. insanın içine karartı çöker be amınakoduklarım. kadın sünneti dediğimiz olay, klitorisin kesilmesiyle ya da vajinanın dikilerek daraltılmasıyla oluyor. erkek hegomonyasına yönelik yine. böylece birçok kadının cinselliği bitmiş oluyor, ilişkiden sadece erkekler faydalanıyor. aslında buna benzer birçok şeyi örnek gösterebilir ve konu uzar.

eşcinsellik yasak mesela, ne bileyim bu tanrı ara sıra hermafrodit insanlar, hormonal dengesi bozuk insanlar yarattığını bilmiyor mu? ya da psikolojik olarak, yetişme tarzı olarak kendi yarattıklarının öyle bir şeye sürükleneceğini bilmiyor mu? istese her şeyi kontrol edebilen bir varlık; saçmasapan, "bir tanrıya yakışmayan" söylemlerle bunu engellemeye çalışıyor. o kadar komik ki. mucizeleriniz, tanrılarınız..

arada kalmışlar eninde sonunda anlar. inanmışlar inanmaya devam eder. biz de inanmamaya.

 1.5 milyar müslüman var, buna paralel 1.5 milyar farklı islam var. hâla herkesin kafasındaki tanrı farklı. hâla. istediğiniz kadar dine mensup olun. kiminizin tanrısı sizi korkutuyor, kiminizin tanrısı "yasak demiştim de, şimdi içebilirsin içkini bu kadarı yasak değil" diyor kendi kendine, kiminizin tanrısı mutlu ediyor, kiminizin tanrısı tehditkar.. böyle sürer gider tanrılar.. insanî özellikleriyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder