14 Eylül 2011 Çarşamba

dinsel cinsel organlar

bir gün tanrı, ibrahim peygamber 99 yaşındayken ona -tevrat'ta geçtiği üzere- şöyle diyor ve bir antlaşma yapıyorlar;

"sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız. seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek. sünnet olmalısınız, sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak. evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan herhangi bir yabancıdan satın alınmış köleler de içinde olmak üzere sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu. evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak.sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacaktır, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir."

ve binlerce yıl önce kendi aralarında yaptıkları bu garip anlaşma yüzünden mi şu an benim sikimin kafası savunmasız durumda? bundan evveliyatında da, eski zamanlarda masturbasyonu yasaklamak amacıyla başlatılmış. ama kesin olarak nerde başladığı bilinmiyor.

erkek sünnetinin faydaları arasında en çok gösterilen "temizlik" safsatası da ayrı bir komedi aslında. sünnet derisi dediğimiz prepusu dar olanlar ve işerken sorun yaşayanlar elbette diğer engelleyici unsurlar gibi bunu da ortadan kaldırmak amacıyla sünnet olabilir ama haricindeki tüm dinsel dayatmalar yanlıştır, haksızdır. tercihlere karışamayız. ama tek sorun bu dayatmalar. hatta bu geleneğin yerleştiği toplumlarda sünnetsiz erkeğin evlenmesi yasaktır, ya da psikolojik olarak ona "erkek olamamış" gözüyle bakılır. ki farz da değil islamda. hatta islama hadis yoluyla tevrattan girmiştir bu olgu. insanlar türetiyor işte bir şekilde. yahudilerinkiyse mecburi zaten. yukarıda yahudilerin atasının yaptığı o antlaşmadan ötürü. hijyenmiş, bazı hastalıkların taşınmasına engel olurmuş vesaire bunlar aslında "eğer sünnet olmamak farz olsaydı" sünnet olanlarla dalga geçeceğimiz derece ufak nedenlerdir. sünnet, penis kanseri riskinden koruyormuş. sanki ilk kesenlerin kanserden haberi vardı. uydurun moruk uydurun. "o zaman prostatı da erken yaşta kesip atalım, onun da kanseri var ve yakalanma riskimiz milyon kat daha fazla. her organın kanseri var, akıllı olun." demiş -ventolin nickli- ekşi yazarı, iyi demiş. zararlarını say say bitmez.

madem dinsel dayatmalar ön planda,

o halde soruyorum;

tanrı yanlış mı yarattı da, sizlerden sikinizin kafasındaki deriyi kesip atmanızı istiyor? madem sünnetin temel amacı erkekteki cinsel isteğin seviyesini indirmek, tanrınız yaratırken seviyeleri doğru ayarlamaktan aciz mi?


peki ya travmalar?

nörofizyolog james prescott'a göre erken yaşlarda, özellikle bebeklerde yapılan sünnet, bireyin gelişen beyin yapısında cinsel zevk duygusunun acı ile birlikte kodlanmasına neden olur, ve bu şekilde cinsel olarak sağlıklı gelişmesini, ve ileri yaşlarda cinsel zevki ve cinselliğin manevi boyutunu gerektiği şekilde yaşamasını güçleştirir. ataerkil toplum, bireylerin cinselliğini bu şekilde kontrol eder.

ve bazı çocuklar sünnet olduktan sonra "ben bu pipimi istemiyorum, eski pipimi verin bana!" diye ağlarlar, zırlarlar.


erkek sünnetinin zararlarını hem ayrıntılı hem özet olarak şu kaynakta bulabilirsiniz: sünnetin zararları


gelelim kadın sünnetine. erkeklerin cinsel işlevi yine de bir şekilde devam etse de, sünnetin yerleştiği toplumlarda akılda pek soru işareti kalmasa da kadın sünneti tam bir faciadır.

kadın sünneti üç şekilde yapılır.


1. prepusla birlikte klitorisin bir kısmının veya tamamının kesilmesi.


2. klitoris, prepus ve çevredeki küçük ve bir kısım büyük dudakların kesilmesi.


3. klitoris ve prepus ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin bir araya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması.

bunlar; kadındaki cinselliğin bitmesine, ilişkiden sadece erkeklerin faydalanmasına neden olur. temel içgüdü cinsellikken, bu cinsel güvensizlik yüzünden insanların uğradığı istismarlar sona ermeli. şu an kaynağı aklımda değil, bir araştırmada cinselliğe yönelik baskıların az olduğu toplumların daha mutlu olduğu yazıyordu. şu an biz belki tüm tabulardan sıyrılıp, aklımızı özgürleştirsekte hala bilinçaltında mevcut bunlar. bilinçaltı çöplüğe dönmüş.

hangi tanrının kendi yarattığı varlıkların cinsel organlarıyla bir problemi olur? hangi tanrı yarrağın kafasını ister ha? hangi tanrı içimize temel içgüdüyü yerleştirip, en büyük haz alacağımız aktivite olan seksi yasaklar? hangi tanrı kendi yarattıklarının anatomisiyle çelişen cerrahi operasyon emirleri verir? hangi tanrı kendi yarattıklarının tabiatını kısıtlar? hiçbir tanrı.

bazı toplumlarda ergenliğe giren kızların memelerini kızgın demir, kızgın sopa ve benzeri şeyler aracılığıyla eziyorlar. kafaya bak! amaç erkek çocukları tahrik etmesin, bilinçsiz bir şey yapıp hamile kalmasın. süper çözüm ha!


eğer gelişeceksek, bilinçlenmeden üremeyelim. eğer gelişeceksek, gerekliliği olmadan kendi çocuğunuz da olsa kimsenin bedeni üzerinde karar vermeyelim. eğer gelişeceksek, en azından apaçık gözlemlenebilen bu saçmalıkları bir kenara atalım. çocuk yetiştirilmesinde bana göre öğretilmesi gereken; fizik kuralları, nesnel bilgiler falan olmalı. din değil, yaptırımlar değil. bırakın kim ne yapacaksa ilerde kendisi karar versin. kendinize yaptıklarınıza bakılınca.. kendilerine isa'nın çektiği acıları çektiren insanlardan oluşan opus dei tarikatından, ağızlarına kulaklarına oralarına buralarına demir sokan kabilelerden ne farkınız kalıyor ha?

bir de demez misiniz çocuğa "bak pipini kestik, çok konuşursan dilini de keseriz ha" diye. kısıtlayın kısıtlayın. biri de çıkıp kafanızı kesse de, daha fazla beyni yıkanmış çocuk yetiştirmeseniz keşke..

1 yorum: