4 Eylül 2011 Pazar

cinsiyetçilik

şimdi nefret edebileceğiniz bir şey yazmak üzereyim, aynı zamanda hak verme olasılığınız olan bir durum. kadın ve erkek farklarını özet geçmek istiyorum, ama ne kadar toparlayıp özet geçilebilir bilemem. dağınık biraz. daha önce duyduklarınızın desteklenmiş hali. ama komple okumak lazım. yoksa eksik bıraktığım bir yeri sonda tamamladığımı görmeden önyargıya kapılır kapatırsınız. önce standart fonksiyonlardan sonra zihinsel seviyelerden bahsedicem zaten. neyse.

eskiden, hatta ben küçükken, ilkokul falan o seviyeler yani. erkeklerle kızlar üstünlük tartışması yaparken, (ki fiziksel olarak nesnel bir gerçeklik olduğundan bunun tartışmasını yapacak kadar aptal değiliz) birbirlerine örnekler sunarlar. erkekler saymaya başlar; peygamberler, liderler, freud, nietzsche, bukowski, schopenhauer, newton, einstein.. diye uzar gider bu. sonra da "bak bunlar erkek!" derler. "hani kızlarda var mı bunlar gibileri?" derler. kızlar ne der? "onları doğuran kim?" .. doğurmak büyük bir yetenekti de, bilmediğimiz harikulade bir şey mi öğretmiş oldunuz? iyi şunu da ekleyelim o zaman, tüm bunların üstüne doğurtturan da biziz. oldu mu bu şimdi? yapma. asıl bahsetmek istediğim şeyler bunlar değil.

dünyada her yıl 500.000 kadın sadece doğumdan dolayı ölüyor. o sürekli bahsettiğiniz mesaj veren evren, burda kadınlara "türünün devamını sağla siktir git" demiş. ölmeyenlerinde istatistiksel olarak erkeklerden neden daha uzun yaşadığını henüz bilmiyorum. iş gücü farkından olabilir.

gelişme çağında büyürken kızların erkeklerden önce olgunlaşmasının nedeni, bana göre erkeklerin sonradan kızlara yetişeceğinden ya da kızları sollayacağından ötürü bi tür denge. ve bu erken olgunlaşma hakkında da schopenhauer ilginç bir şey demiş: "bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. erkek akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerin olgunluğuna yirmi sekizden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise ise on sekiz yaşlarında. fakat kadınların durumunda bu çok zayıf ve dar sınırlar dahilinde gerçekleşir."

ve bu erken olgunlaşma başka türlü şöyle açıklanabilir, üreme kabiliyetini kazanmış dişi bireyin, yavrusunu büyütebilmek adına bir an önce bu yetiyi kazanma gereksinimi. erken olgunlaşmanın bir de bu açısı var yani.

ve şimdi zihinsel açıya geçmek gerekirse, tarihten bu yana bakıldığında kadın fiziksel durumundan dolayı çoğu kesimlerde ikinci planda kalmış ve erkek hegomonyası oluşmuştur. bunun dışına çıkanlarda var (bkz. amazon kadınları, rus çariçeleri vs.) ama yine de dünyaya balta saplamışlıkları çok nadir. yani bilim adına ya da siyaset adına veya felsefe adına yeterince fikir sürememişler ve hala da erkekler kadar süremiyorlar. kadınların doğurgan bir yapıya sahip olmaları, annelik güdüsüne sahip olmaları ve adet olmaları düşünebilme yetilerine kısıtlama getiriyor bana göre. hatta aslında bu bayağı bir nesnel gerçeklik ama napalım olabildiğince hafif anlatmaya çalışıyorum ve yazdığım kızılacak bir şeyse de üstüme almaya çalışıyorum.


bunlar benim kendi gözlemlerimle düşüncelerimin birleşimi. kadınların en önemli silahı erkekleri etki altına alabilmek, yani doğadaki en güçlü yapı olan erkekten anca böyle üste çıkabilirler. hiçbir kadın direkt olarak tarihe kolay kolay etki etmez. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var dediniz tamam da, başarılı kadınlar nerde? ilkokuldaki o tartışma yok mu, gerçekten bilim adamlarını sayası geliyor insanın, senin bu yazıyı okuman bir erkeğin teknolojisi, ve o erkek bir kadının oğlu ve o kadın birinin karısı ve o adam o kadına boşaldı. böyle gidiyor, döngü böyle, ama yapan erkek. kadın sadece üremek için bir araç gibi. sanki zeki kadınlar adet olurken, zeki erkekler kök hücrelerle, atomlarla, devrimlerle uğraşıyordu. bu arada ayrımı yapmayı unutmuşum. zihinsel açıdan normalin üstünde kadın ve erkeklerden bahsediyorum. benim kanım; zeki erkek, zeki kadından daha zekidir. ama içinizden biri zeki erkeği aptallaştırabilir.

aşk, evrimleşmiş bir olay sonuçta. yoksa erkek geninde babalık yapma gibi bir durum yok. darwinist açıdan bakıldığında aşkın amacı, iki karşı cinsi bebeklerini büyütebilmek adına birbirine yakınlaştırmak. işte burdaki yakınlaşmada aptallaşan daha çok erkek olur, çünkü kadının annelik güdüsü bi tür uyarıcı görevi görür o konuda. güven falan mevzuları yani. sonra kadın da kontrol etmeye başlar falan. zaten kadının kontrol edebileceği şey erkektir, çocuktur. erkeğin kontrol edebileceği şeyse dünyadır. kontrolden kastımı anlamış olmanızı umuyorum. tam kelime karışılığını bulamadım da. neyse siktir edin burda bitireyim ben. kısacası zeki erkek, zeki kadından daha zekidir. çünkü yaratılışın zikinden dolayı.





dip-not: eğer bana şu kadın şöyle yaptı diye örnek verecek olursanız, kadının yaptığı işin içinde basit bir mantık vardır. bence siz sadece aşık olun sikişin falan. yapmacık davranmayı da bırakın. doğal olunca seviyorum ben sizi. salak olunca değil. evet dediklerim kısmen doğruydu, bi kısmı yanlıştı. biliyorum.. biliyorum.. önemli değil.ha bir de teknik olarak bende saydığım erkeklerin konumunda değilim henüz. doğrudur.

1 yorum:

  1. bir de anlatmak istediklerimi tam detaylı anlatamayınca, keskin bir sınırlama koymuş gibi gibi oluyor, öyle olunca da kendimi garip hissediyorum. boşalırken sikimin kafasını bağlamışlar da boşalamamışım gibi. anlatmak istediklerim buna yakın diyeyim. tam olarak bu değil heralde. bu çok fazla keskin olmuş gibi. ama özellikle belirttiğim noktalar olması gerektiği gibi. bilin istedim.

    YanıtlaSil